IJoR. Balıklı Kaplıca Hakkında Bilgi Yılanlı Çermik Balıklı kaplıca Sivas İli sınırları içerisinde; İl merkezine 90 km uzaklıktaki Kangal İlçesinin 13 km kuzey doğusunda bulunan Hamam Deresi Topardıç Deresi vadisinde yer alan, Balıklı Kaplıca- Yılanlı Çermik adlarıyla da anılan kaplıcadır. Balıklı Kaplıcanın bulunduğu vadi boyunca güneye doğru gidildikçe diğer bazı kaynaklara da rastlanmaktadır. Bunların debisi en fazla olanı; Kangal İlçesine bağlı Kalkım Köyünde bulunan Kalkım Kaplıcası’dır. Bu Kaynak suyunda da Kangal Balıklı Kaplıca da yaşayan aynı tür balıklara rastlanmaktadır. Rakımı 1425 m olan Balıklı Kaplıca da kaynaklar, kuzey-güney doğrultusunda dizilmiş olup 5 ayrı yerden kaynak almaktadır. Kaplıca suyu aslında belirli bir kaynak noktasından çok, kum taşları arasından yaygın olarak yüzeye çıkmakta ve dere kenarı boyunca sızıntılar oluşmaktadır. 1917 yılında sazlık bir alan olan kaplıca, 1966 yılında dört adet havuz ve iki katlı 16 odalı bir motel ile hizmete açılmıştır. Günümüzde ise dört kısım otel, altı havuz, 16 adet özel banyo, lokanta, market ve çay bahçesi hizmet vermektedir. Kangal balıklı kaplıca, ülkemizde deri hastalıklarından; Sedef Hastalığı Psoriasis Ve romatizmal hastalıkların tedavisinde ün yapmış bir kaplıcadır. Bu kaplıcamızın önemi; suyun kimyasal özelliklerinden ve içinde yaşayan balıklardan ileri gelmektedir. Kaplıca suyunun 35+ olması ve kimyasal içeriği nedeniyle çeşitli hastalıkları tedavi edici yöre halkı tarafından bilinmekte olup, bu tedavi özelliğinin tüm ülke ve dünya geneline yaygınlaştırılmasına çalışılmaktadır. Diğer taraftan kaplıca suyunda yaşayan balıkların insan vücuduna saldırırcasına gelmeleri hastalıkların bu balıkların iyileştirdiği düşüncesi de oldukça yaygındır. Kaplıcanın bu yönü araştırıcıları fiziksel, kimyasal, jeolojik, biyolojik ve klinik bulgular elde etmeye yönlendirmiştir. Diğer taraftan pek çok cilt hastası Yurt içinden-Yurt dışından kaplıcaya gelmekte ve belirli sürelerle havuza girip “Balık-Su” tedavisi gördükten sonra iyileştiklerini ifade etmektedirler. Kaplıcanın 2003 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından Sağlık tesisi olarak tescili yapılmıştır. Kangal Balıklı Kaplıca; ülkemiz termal kaplıcaları içerisinde kendine özgü bir yeri vardır. Tedavi özelliği itibari ile dünyada bir benzerin bulmanın mümkün olmadığı kaplıca, ilmi ve tıbbi bir mucizeyi “Sedef Hastalığını tedavi ederek” sergilemektedir. 36-37 derece sıcaklıktaki kaplıca suyunda bulunan balıkların mucizevi bir şekilde tedavi yöntemi uygulaması bu kaplıcanın ününü ve özelliğini daha da artırmaktadır. Çünkü modern tıp da şimdiye kadar fayda görmeyen dünyanın her yerindeki cilt hastalıkları için Kangal balıklı kaplıcası en son ümit kaynağı olmaktadır. Tahriş olmuş durumdaki veya herhangi bir enfeksiyondan oluşmuş cilt dokusundaki yaraları; egzama, cerahatli sivilceler ve hatta tıpta tedavisinin imkansız olduğu bilinen “Sedef” hastalığı gibi cilt hastalıkları 2-10 cm. büyüklüğündeki Cyprinide Sazangiller familyasından Cyprinion Macrostamus Beni Balığı ve Garra rufa Yağlı Balık türündeki balıklar tarafından iyileştirilmekte ve izleri kaybolmaktadır. Kaplıcada ilk kez yıkananlar ellerinde olmayarak tarifi mümkün olmayan bir ürperti yaşarlar. Çünkü suya girer girmez, ince, kahverengi, gri, bej rengindeki sazan ve kaya balığı türü balıkların hastanın etrafında dolaşmaya ve ciltte hastalık belirtisi olan yerleri temizlemeye başladıklarını görürler. Hastaların balıklara alışmaları 2-3 gün sürer. Dişleri olmayan bu balıklar, 36-37 derece sıcaklıktaki suyun yumuşatmış olduğu kabarık yara kabuklarını yavaş ağız dudak hareketleriyle acıtmadan ve kanatmadan kopararak cilt pürüzsüz hale gelinceye kadar temizler. Tedaviden olumlu sonuç alınması için üç hafta 21 gün süresince günde 2 seans şeklinde 4 er saat havuza girmek ve toplam 8 saat suda kalınması gerekmektedir. Ayrıca, sabahları aç karına birkaç bardak şifalı sudan içmeyi ihmal etmemek gerekir. Diğer taraftan yerden kaynayan su içindeki kabarcıkla ve balıkların vücut üzerinde yaptığı darbelerle vücutta bir gevşeme ve dinlenme görülmektedir. Tedavi tamamen yan etkisiz olup, kesinlikle herhangi bir ilaç kullanılmamaktadır. Vücut ısısına eşdeğer olan 36-37 derece deki kaplıca suyu şifa özelliğinin yanı sıra berrak, kokusuz aktığı yerde hiç bir çökelti bırakmamaktadır. Kaplıca suyunda kalsiyum, magnezyum, selenyum ve bikarbonat gibi iyonlar çok miktarda bulunmakta olup, banyo için elverişli. Romatizmal hastalıklara, sinir hastalıklarına, kırık, çıkık, ezik ve bazı durumlarda kireçlenmeye, sabahları aç karnına şifalı su içmek günde en az ve banyo yapmak kaydıyla başta ülser olmak üzere böbrek hastalıklarına kesin tedavi sağlamaktadır. Kaplıca kırsal bir alanda olup, yeşil bir vadi içerisindedir. Bayanlar ve erkekler için ayrı ayrı girilebilen iki adet üstü açık, iki adet üstü kapalı havuz ile iki adet yüzme havuzu ve soyunma yerleri mevcuttur. Havuzlar günde 1500 kişiye kadar hizmet verebilme kapasitesindedir TEDAVİ EDİLEBİLEN HASTALIKLAR Psöriasis Sedef Hastalığı Hiperkeratozla seyreden dermatolojik rahatsızlıklar. Kronik egzematöz lezyonların rezidüel ürtikerlerin ve nörodermtlerin tamamlayıcı tedavisinde,Romatizmal Hastalıklar Inflamatuar Romatizmal Hastalıklar Romatoid Artrit, Ankilozan Spondilit,Psoriatik Artrit,Kollajen doku hastalıkları vb. Dejeneratif Eklem Hastalıkları Kireçlenmeler Romatizmal Kas ve Yumuşak doku Hastalıkları Fibromiyalji, Periartrit, Tendinit,Bursit,Epikondilit vb. Bel-Boyun ve AğrılarıMoral Motivasyon ve Kondisyon Artırma Egzersiz Programları alıntı Balıklı Kaplıca Sivas'a 98, Kangal ilçesine ise 13 kilometre uzaklıktadır. Kangal’a gitmek için Ankara yolundan gelenler Sivas merkeze geldikten sonra Kayseri Malatya yönüne giden yolu takip etmelidir. Kayseri yolundan gelenler Sivas'a 20 km kala Ulaş Malatya yoluna dönerek, Malatya tarafından gelenler ise Kangal ilçesine giriş yaparak ulaşabilirler. Sivas’a kara, hava ve demir yolu ile ulaşmak mümkündür. Türk Hava Yolları'nın direkt uçuşları vardır. Kangal Balıklı Kaplıca; ülkemiz termal kaplıcaları içerisinde kendine özgü bir yeri vardır. Tedavi özelliği itibari ile dünyada bir benzerini bulmanın mümkün olmadığı kaplıca, ilmi ve tıbbi bir mucizeyi "Sedef Hastalığını tedavi ederek" sergilemektedir. 36-37 derece sıcaklıktaki kaplıca suyunda bulunan balıkların mucizevi bir şekilde tedavi yöntemi uygulaması bu kaplıcanın ününü ve özelliğini daha da artırmaktadır. Çünkü modern tıp da şimdiye kadar fayda görmeyen dünyanın her yerindeki cilt hastalıkları için Kangal balıklı kaplıcası en son ümit kaynağı olmuş durumdaki veya herhangi bir enfeksiyondan oluşmuş cilt dokusundaki yaraları; egzama, cerahatli sivilceler ve hatta tıpta tedavisinin imkânsız olduğu bilinen "Sedef" hastalığı gibi cilt hastalıkları 2-10 cm. büyüklüğündeki Cyprinide Sazangiller familyasından Cyprinion Macrostamus Beni Balığı ve Garra rufa Yağlı Balık türündeki balıklar tarafından iyileştirilmekte ve izleri iki tip balık içermektedir. Her iki tip balık ta Cyprinidae familyasının üyesidirler ve sıcak bir ortamda yaşamaya adapte olmuşlardır. Bu tiplerden vurucu diye bilinen, Cyprinion macrostomus' tur. Bu tipin terminal ağzı vardır ve 15 - 20 cm boydadır. Vücudu nispeten iri pullarla kaplıdır ve yan yüzeylerinde 6 - 8 adet farklı büyüklükte düzensiz lekeler tip balık, bir yalayıcı olarak bilinen Garra rufa' dır. Bu tip hilal şeklinde ventral ağıza sahip ve boyu maxsimum 19 cm 'dır. Vücudu büyük pullarla kaplıdır. Jabbers dürtükleyiciler olarak anılanlar, üçüncü bir balık tipi değildir, bu "vurucu tipin" eşeysel olgunluğa erişmemiş formudur. Eşeysel olgunluğa erişince yan yüzeylerindeki lekeler kaybolur. Her iki tip balık da omnivordur, bu Cyprinidae familyasının iyi bilinen bir özelliğidir. Fito ve zooplanktonlarla beslenirler. Ancak, havuzlarda plankton miktarının az olduğu araştırılmıştır. Bu da, balıkların gelişimini ve büyümelerini geciktirir, onların saldırgan ve predatör olmalarına neden olmaktadır. Kışın, havuzlarda az kişi bulunduğunda balıklar, acıkmış bir koyun sürüsü gibi besin ararlar. Yazın, havuzlara giren insanların vücuduna saldırırlar. Balıklar, sağlıklı deriden ziyade hastalıklı deriye saldırmayı tercih ederler, çünkü ondan parça koparmak daha kolaydır. Suyun yüksek sıcaklığı ve beslenme ortamının balıklar üzerindeki etkileri biyokimyasal olarak ta araştırılmıştır. Doktor balıkların tedavi edici tıptaki rolü daha ileri çalışmaları hak etmektedir. Kaplıcada ilk kez yıkananlar ellerinde olmayarak tarifi mümkün olmayan bir ürperti yaşarlar. Çünkü suya girer girmez, ince, kahverengi, gri, bej rengindeki sazan ve kaya balığı türü balıkların hastanın etrafında dolaşmaya ve ciltte hastalık belirtisi olan yerleri temizlemeye başladıklarını görürler. Hastaların balıklara alışmaları 2-3 gün sürer. Dişleri olmayan bu balıklar, 36-37 derece sıcaklıktaki suyun yumuşatmış olduğu kabarık yara kabuklarını yavaş ağız dudak hareketleriyle acıtmadan ve kanatmadan kopararak cilt pürüzsüz hale gelinceye kadar temizler. Tedaviden olumlu sonuç alınması için üç hafta 21 gün süresince günde 2 seans şeklinde 4 er saat havuza girmek ve toplam 8 saat suda kalınması gerekmektedir. Ayrıca, sabahları aç karına birkaç bardak şifalı sudan içmeyi ihmal etmemek gerekir. Diğer taraftan yerden kaynayan su içindeki kabarcıkla ve balıkların vücut üzerinde yaptığı darbelerle vücutta bir gevşeme ve dinlenme görülmektedir. Tedavi tamamen yan etkisiz olup, kesinlikle herhangi bir ilaç bazı hastaların tereddütleri daha sonra tekrarlarsa konusu oluyor. Yapılan araştırmalarda bugüne kadar böyle bir vaka ile karşılaşılmamıştır. Dünyanın bir numaralı kaplıcası diyebileceğimiz bu kaplıca yalnız sedef hastalarını değil tüm cilt hastalıklarını tedavi etmektedir. Vücut ısısına eşdeğer olan 36-37 derece deki kaplıca suyu şifa özelliğinin yanı sıra berrak, kokusuz aktığı yerde hiçbir çökelti balıklara duyulan ilgi, nörolojik ve romatizmal hastalıkları olan insanları da bu kaplıcaya çekmiştir. Balıklar havuza giren vücudun çevresini sarmakta, bu vücuda vurmakta ve yaralamaktadırlar. Başlangıçta deride duyulan huzursuzluk yerini, mikromasajın gevşetici hoş duyumuna bırakmaktadır. Bu masaj özellikle hızlı büyümeleri için daha fazla besine ihtiyacı olan küçük balıklar tarafından yapılmaktadır. Bu nedenle kaplıcanın hidroterapik yararına eş olarak nörolojik, romatizmal ve travmatik sekelleri olan hastaların kendilerini daha iyi hissetmelerine neden olan bu masajın da psikolojik bir katkısı olabilir. Umutsuz hastaların bu kutsal balıklara olan güveni ve farklı bir ortamda bulunmaları da hastanın kendisini iyi hissetmesine katkıda bulunuyor olabilir. Sadece hastalar değil sağlıklı olan kişilerde doktor balıkları görmek amacıyla kaplıcayı ziyaret etmektedirler. Sağlıklı insanlar muhtemelen bu balıklardan derilerinin keratinize olan kısımlarının temizlenmesi nedeniyle Programları1. Sabah aç karna en az üç bardak şifalı su Şifalı suyu içen hasta, kahvaltısını yaptıktan sonra havuza Şifalı suyu içen ve karnı tok olan hasta kaplıcanın mineral zengini şifalı suyu ve doktor balıklarla tedaviye 37° suda yaşayan 28° nin üstündeki sıcaklıklardaki suda balıkların yaşaması tıbben mümkün değildir ve dünyada bir eşi bulunmayan "DOKTOR BALIKLAR" vurucu ve yalayıcı olmak üzere iki İçerisinde cilt hastalıklarının tedavisinde en etkin olduğu bilinen "SELENYUM" un bulunduğu şifalı suyla birlikte doktor balıklar da tedaviye Günde iki seans şeklinde 8 saat havuza Tedavi müddetince hastaların alkol almaması Tedavi esnasında "SEDEF" hastalığı ile ilgili hiçbir ilaç ve merhem Tedavi süresi olan 21 gün mutlaka tamamlanırken, günde kesinlikle 8 saat şifalı sudan istifade Kuralları yerine getiren sedef hastaları %100 netice alarak kaplıcadan Cildin en büyük dostu "SELENYUM" bu şifalı suyun her litresinde 1 gr. bulunmaktadır. BUNLARA DİKKAT! Balıklı kaplıcalara girecek olanlar;* Suyu içtikten sonra, havuza girmeden önce kahvaltı yapmak gerekiyor.* Günde dörder saatten iki seans havuza girilmesi tavsiye ediliyor.* 21 günlük kür uygulanmalı.* 21 gün boyunca hastaların, "sedef hastalığı" ile ilgili herhangi bir ilaç ya da krem kullanmamaları süresince alkol de Tesisler ve donatılarKaplıcanın mülkiyeti Sivas İl Özel İdaresine ait olup, Ünsallar 30 yıllığına yap-işlet-devret modeli ile kiralanmıştır. Standart 134, 3 adet suit olmak üzere toplam 137 otel odası mevcuttur. Kaplıca bünyesinde 2 motel ve 1 otelde toplam 300 kişilik yatak bulunmaktadır. Kamp ve karavan turizmine uygun olup, 50 adet çadır yeri adet özel banyo bulunmaktadır. Kış aylarında banyo ve otel arasında kaloriferli tüp geçit bulunmaktadır. Biri yarı olimpik toplam 5 adet havuz mevcuttur. Bütün yıl hizmete açıktır 12 ay. Yaz aylarında canlı müzik olup çeşitli eğlenceler düzenlenmektedir. Restaurantı 200 kişilik, TV Salonu, Marketi gıda, sebze, meyva, gazete, sigara, meşrubat, çay bahçesi ve çocuk parkı gibi yan üniteleri mevcuttur. Etiket kaplıcalar 07 AğU Kaplıcalar – Kangal Balıklı Kaplıca Sivas’a 96 km. Kangal İlçesine 13 km. uzaklıkta ve Kangal’ın kuzeydoğusundaKavak deresi vadisindedir. Suyun sıcaklığı 36 – 37 derece C, havuzların toplam debisi, 130 lt/sn dir. Kimyasal karakteristiği; PH radyoaktivite 6 eman, toplam mineralizasyon mg/lt. Fiziksel karakteristiği; kaplıca suyunda en büyüğü 10 cm boyunda olan binlerce küçük balık yaşar. Balıklar havuza girenlerin sivilce […] Sivas Valisi Davut Gül, Kangal ilçesinde bulunan Kalkım Balıklı Kaplıcası'nın turizme kazandırılması için çalışma yürüttüklerini söyledi. Kamu kurum ve kuruluşlarının gerçekleştirdiği faaliyetlerin kamuoyuna duyurulması amacıyla düzenlenen toplantılar kapsamında, Maden Tetkik Arama MTA Orta Anadolu 1. Bölge Müdürlüğünü ziyaret eden Gül, kurumun çalışmaları hakkında MTA Bölge Müdürü Ramazan Daştan'dan bilgi aldı. Gül, burada basın mensuplarına, Kalkım Balıklı Kaplıcası'nda devam eden çalışmalar hakkında bilgi verdi. Bölgenin imar planının onaylandığını belirten Gül, altyapı çalışmalarının bu yıl başlatılacağını ifade ve Turizm Bakanlığı tarafından bölgenin ihale edileceğini ve ihale neticesinde özel sektör tarafından kaplıca alanının değerlendirileceğini dile getiren Gül, ''Ülkemiz ve Sivas'ımızın bu kıymetli değerinin gün yüzüne çıkmasını hedefliyoruz. Amacımız bu zenginliğin uluslararası alanda bilinirliğini artırarak, büyük yatırımcıların sağlık turizmine katkı sağlamasıdır.'' dedi. DEMİR REZERVİNİN YÜZDE 36'SI SİVAS'TA Ramazan Daştan da yer altı kaynakları ve jeolojik varlıklar bakımından oldukça zengin Sivas'ta, kaynakların daha etkin ve verimli kullanılabilmesi için başta madencilik sektörü olmak üzere çeşitli alanlara rehberlik eden, arama, araştırma ve analiz faaliyetleri yürüten MTA Bölge Müdürlüğünün son yıllarda gerçekleştirdiği ve planlanan çalışmalarını sunum eşliğinde anlattı. Sivas'ın sahip olduğu maden rezervleri ve potansiyelleri hakkında bilgi veren Daştan, il sınırları içinde son yıllarda yapılan arama, etüt ve sondaj faaliyetlerini anlattı. Çeşitli tenör ve rezervlere sahip metalik madenler, endüstriyel ve enerji hammaddeleri bakımından Sivas'ın ülkenin en önemli illeri arasında yer aldığını ifade eden Daştan, özellikle demir rezervinin yüzde 36'sının Sivas'ta bulunduğunu söyledi. Daştan ayrıca altın, krom, kurşun, çinko ve manganez rezervlerinin de yapılacak yeni araştırmalar ışığında daha da artacağını belirtti. Jips-alçıtaşı rezervi bakımından yüzde 80'le Sivas'ın ilk sırada yer aldığını aktaran Daştan, linyit ve jeotermal kaynakları hakkında da bilgiler Çermik’te bulunan jeotermal kuyulara ilaveten Yukarı Yıldızlı bölgesinde 37 santigrat derece ve 200 litre/saniye debide termal turizm kullanımına uygun yeni bir kaynak tespit edildiğini dile getiren Daştan, Emirhan Kayalıkları, Gürün Gökpınar, Şuğul Kanyonu, Balıklı Çermik, Sızır Şelalesi, Uyuz Çermik, Divriği-Maltepe Peribacaları, Tödürge Kaya Mağaraları gibi jeolojik miras varlıklarıyla da gelecekte jeopark niteliğinde değerlendirilebilecek önemli alanların bulunduğunu ifade etti. Güncelleme Tarihi 11 Nisan 2018, 0415 Balıklı Kaplıca, Balıklı kaplıca Sivas İli sınırları içerisinde yer alır. İl merkezine 90 km uzaklıktaki Kangal İlçesinin 13 km kuzey doğusunda bulunan Hamam Deresi vadisinde yer alan, Balıklı Kaplıca – Yılanlı Çermik adlarıyla da anılan kaplıcadır. Balıklı Kaplıcanın bulunduğu vadi boyunca güneye doğru gidildikçe diğer bazı kaynaklara da rastlanmaktadır. Bunların debisi en fazla olanı; Kangal İlçesine bağlı Kalkım Köyünde bulunan Kalkım Kaplıcası’dır. Bu Kaynak suyunda da Kangal Balıklı Kaplıca da yaşayan aynı tür balıklara rastlanmaktadır. Rakımı 1425 m olan Balıklı Kaplıca da kaynaklar, kuzey-güney doğrultusunda dizilmiş olup 5 ayrı yerden kaynak almaktadır. Günümüzde ise dört kısım otel, altı havuz, 16 adet özel banyo, lokanta, market ve çay bahçesi hizmet vermektedir. Kangal balıklı kaplıca, deri hastalıklarından; Sedef Hastalığı Psoriasis Ve romatizmal hastalıkların tedavisinde ün yapmış bir kaplıcadır. Bu kaplıcanın önemi; suyun kimyasal özelliklerinden ve içinde yaşayan balıklardan ileri gelmektedir. Kaplıca suyunun 35+ olması ve kimyasal içeriği nedeniyle çeşitli hastalıkları tedavi edici yöre halkı tarafından bilinmekte olup, bu tedavi özelliğinin tüm ülke ve dünya geneline yaygınlaştırılmasına çalışılmaktadır. Diğer taraftan kaplıca suyunda yaşayan balıkların insan vücuduna saldırırcasına gelmeleri hastalıkların bu balıkların iyileştirdiği düşüncesi de oldukça yaygındır. Kaplıcanın bu yönü araştırıcıları fiziksel, kimyasal, jeolojik, biyolojik ve klinik bulgular elde etmeye yönlendirmiştir. Diğer taraftan pek çok cilt hastası Yurt içinden – Yurt dışından kaplıcaya gelmekte ve belirli sürelerle havuza girip “Balık-Su” tedavisi gördükten sonra iyileştiklerini ifade etmektedirler. Kaplıcanın 2003 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından Sağlık tesisi olarak tescili yapılmıştır. Kangal Balıklı Kaplıca Hakkında; Kangal Balıklı Kaplıca; ülkemiz termal kaplıcaları içerisinde kendine özgü bir yeri vardır. Tedavi özelliği itibari ile dünyada bir benzerin bulmanın mümkün olmadığı kaplıca, ilmi ve tıbbi bir mucizeyi “Sedef Hastalığını tedavi ederek” sergilemektedir. 36-37 derece sıcaklıktaki kaplıca suyunda bulunan balıkların mucizevî bir şekilde tedavi yöntemi uygulaması bu kaplıcanın ününü ve özelliğini daha da artırmaktadır. Tahriş olmuş durumdaki veya herhangi bir enfeksiyondan oluşmuş cilt dokusundaki yaraları; egzama, cerahatli sivilceler ve hatta tıpta tedavisinin imkânsız olduğu bilinen “Sedef” hastalığı gibi cilt hastalıkları 2-10 cm. büyüklüğündeki Sazangiller familyasından Beni Balığı ve Yağlı Balık türündeki balıklar tarafından iyileştirilmekte ve izleri kaybolmaktadır. Kaplıcada ilk kez yıkananlar ellerinde olmayarak tarifi mümkün olmayan bir ürperti yaşarlar. Çünkü suya girer girmez, ince, kahverengi, gri, bej rengindeki sazan ve kaya balığı türü balıkların hastanın etrafında dolaşmaya ve ciltte hastalık belirtisi olan yerleri temizlemeye başladıklarını görürler. Hastaların balıklara alışmaları 2-3 gün sürer. Dişleri olmayan bu balıklar, 36-37 derece sıcaklıktaki suyun yumuşatmış olduğu kabarık yara kabuklarını yavaş ağız dudak hareketleriyle acıtmadan ve kanatmadan kopararak cilt pürüzsüz hale gelinceye kadar temizler. Tedaviden olumlu sonuç alınması için üç hafta 21 gün süresince günde 2 seans şeklinde 4 er saat havuza girmek ve toplam 8 saat suda kalınması gerekmektedir. Ayrıca, sabahları aç karına birkaç bardak şifalı sudan içmeyi ihmal etmemek gerekir. Diğer taraftan yerden kaynayan su içindeki kabarcıkla ve balıkların vücut üzerinde yaptığı darbelerle vücutta bir gevşeme ve dinlenme görülmektedir. Tedavi tamamen yan etkisiz olup, kesinlikle herhangi bir ilaç kullanılmamaktadır. Kaplıca suyunda kalsiyum, magnezyum, selenyum ve bikarbonat gibi iyonlar çok miktarda bulunmakta olup, banyo için elverişli. Kaplıca kırsal bir alanda olup, yeşil bir vadi içerisindedir. Bayanlar ve erkekler için ayrı ayrı girilebilen iki adet üstü açık, iki adet üstü kapalı havuz ile iki adet yüzme havuzu ve soyunma yerleri mevcuttur. Havuzlar günde 1500 kişiye kadar hizmet verebilme kapasitesindedir

sivas balıklı kaplıca hakkında bilgi