1.kef ha ya ayn sad 2. zikru rahmeti rabbike abdehu zekeriyya 3. iz nada rabbehu nidaen hafiyya 4. kale rabbi innı vehenel azmü minnı veştealer ra'sü şeybev ve lem eküm bi düaike rabbi şekıyya 5. ve innı hıftül mevaliye miv veraı ve kanetimraetı akıran feheb lı mil ledünke veliyya My_First_Summer_in_the_SierraUù‘U ù‘BOOKMOBI O¨ (¥ /F 5å ;ú BJ Jñ T\ ]Í gL p½ zh „ Ç —f Å ªQ ³·"½%$ƈ&ÐS(ÙÙ*ã ,ì_.ö0ÿY2 ø4 L6 ÐÏࡱ á> þÿ þÿÿÿ ÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿÿ MeryemSuresi. Kef ha ya ayn sad 1 Zikru rahmeti rabbike abdehu zekeriyya 2 İz nada rabbehu nidaen hafiyya 3 Kale rabbi innı vehenel azmü minnı veştealer ra´sü şeybev ve lem eküm bi düaike rabbi şekıyya 4 Ve innı hıftül mevaliye miv veraı ve kanetimraetı akıran feheb lı mil ledünke veliyya 5 Yerisüni ve yerisü min ali ya´kube vec´alhü rabbi radıyya 6 Ya zekeriyya inna ÆèЍú Í [‚C\´”ÕÜe° ªýq ó¾û ~³sÙü¡1Ò=‰cäð 5Än3 „ Ä‚kxãŒOlpR ”íuà [ K l ¼ÝS É'lô˜{žÇvw«dkrx ‚âˆgŠã™üHÅÁ ¸ ž ÌÝõ ‘ ˜"X ´¢üúÛÅ I Tš¶üb™Â. ûòì³Ðx =2¥xþ$ ÍS’ˆ|ÏŸª’*.r² %¹ýDó' F hV1IN ƒ}ö MŸô ¸d+˜~/B ·U‘3 ¥{ ‹tŸ° ÏÖi m8Gl. Meryem Suresi Kur’an-ı Kerim’de yer alan surelerden biridir. Kur’an-ı Kerim’de yer alan olan Meryem Suresi, birçok kişi tarafından sıklıkla okunmaktadır. Peygamber Efendimiz sav Mekke’de iken inen Meryem suresi ismini, Peygamberin annesi Hz. Meryem’in kıssasını anlattığı için oradan almıştır. Kehf suresinden sonra ve Taha suresinden önce gelen Meryem suresi, iniş sırasına göre yer almaktadır. Türkçe okunuşu ve anlamı oldukça merak edilen sure birçok kişi tarafından sıklıkla araştırılmaktadır. Peki Meryem suresinin Türkçe okunuşu nasıldır? Meryem suresinin Türkçe meali nasıldır? Meryem suresi Kur-an’ın kaçıncı suresidir? Meryem suresinin faziletleri nelerdir? İşte tüm detayları ile Meryem suresi… Meryem Suresi Kur'an-ı Kerim'de yer alan surelerden biridir. Kur'an-ı Kerim'de yer alan olan Meryem Suresi, birçok kişi tarafından sıklıkla okunmaktadır. Peygamber Efendimiz sav Mekke'de iken inen Meryem suresi ismini, Peygamberin annesi Hz. Meryem'in kıssasını anlattığı için oradan almıştır. Kehf suresinden sonra ve Taha suresinden önce gelen Meryem suresi, iniş sırasına göre yer almaktadır. Türkçe okunuşu ve anlamı oldukça merak edilen sure birçok kişi tarafından sıklıkla araştırılmaktadır. Peki Meryem suresinin Türkçe okunuşu nasıldır? Meryem suresinin Türkçe meali nasıldır? Meryem suresi Kur-an'ın kaçıncı suresidir? Meryem suresinin faziletleri nelerdir? İşte tüm detayları ile Meryem suresi… Kur'an-ı Kerim Allah'ın kelamı olması sebebiyle her ayeti ve her kelimesi müslüman nezdinde büyük öneme sahiptir. Birçok kişi Kur'an-ı Kerim'i okumanın yanı sıra, Arapça yazan ayetlerin ne anlama geldiğini de merak etmektedirler. Okunuşu ve anlamı insanlar tarafından merak edilen surelerin başında Meryem suresi gelmektedir. Peygamberin annesi kıssasından ismini alan sure, Mekke'de nazil olmuştur. Toplamda 98 ayet içeren sure, içerisinde çeşitli konuları anlatmaktadır. Sure içerisinde anlatılan başlıca konular şöyledir; Aleyhisselam'a hamile kalan hikayesi Yahudiler tarafından atılan iftiralar Allah'ın bir peygamberi olduğu ve oğlu kıssası Peygamberlerin yaşadıkları toplumları tevhide çağırmaları Allah'ın mucizelerinin açıklanması Meryem suresi nedir Diyanet? Toplamda 98 ayetten oluşan Meryem suresi, Kur'an-ı Kerim'de 19. sırada yer almaktadır. İniş sırasına göre bulunan Meryem suresi, Mekke döneminde nazil olmuştur. Meryem suresinde genel olarak Aleyhisselam'a hamile kalan hikayesi, Yahudiler tarafından atılan iftiralar, Allah'ın bir peygamberi olduğu, ve oğlu kıssası, Peygamberlerin yaşadıkları toplumları tevhide çağırmaları ve Allah'ın mucizelerinin açıklanması gibi konular ele alınmıştır. Meryem suresinin Türkçe okunuşu Bismillahirrahmanirrahim ha ya ayn sad rahmeti rabbike abdehu zekeriyya nada rabbehu nidaen hafiyya rabbi innı vehenel azmü minnı veştealer ra'sü şeybev ve lem eküm bi düaike rabbi şekıyya innı hıftül mevaliye miv veraı ve kanetimraetı akıran feheb lı mil ledünke veliyya ve yerisü min ali ya'kube vec'alhü rabbi radıyya zekeriyya inna nübeşşiruke bi ğulaminismühu yahya lem nec'al lehu min kablü semiyya rabbi enna yekunü lı ğulamüv ve kanetimraeti akırav ve kad belağtü minel kiberi ıtiyya kezalik kale rabbüke hüve aleyye heyyinüv ve kad halaktüke min kablü ve lem tekü şey'a rabbic'al lı ayeh kale ayetüke ella tükellimen nase selase leyalin seviyya harace ala kavmihı minel mıhrabi fe evha ileyhim en sebbihu bükratev ve aşiyya yahya huzil kitabe bi kuvveh ve ateynahül hukme abiyya hananem mil ledünna ve zekah ve kane tekıyya berram bi valideyhi ve lem yekün cebbaran asıyya selamün aleyhi yevme vülide ve yevme yemutü ve yevme yüb'asü hayya fil kitabi meryem izintebezet min ehliha mekanen şerkıyya min dunihim hıcaben fe erselna ileyha ruhana fe temessele leha beşaren seviyya innı euzü bir rahmani minke in künte tekıyya innema ene rasulü rabbiki li ehebe leki ğulamen zekiyya enna yekunü li ğulamüv ve lem yemsesnı beşeruv ve lem ekü beğıyya kezalik kale rabbüki hüve aleyye heyyin ve li nec'alehu ayetel linnasi ve rahmetem minna ve kane emram makdıyya hamelethü fentebezet bihı mekanen kasıyya ecaehel mehadu ila ciz'ın nahleh kaletya leytenı mittü kable haza ve küntü nesyem mensiyya nadaha min tahtiha ella tahzenı kad ceale rabbüki tahteki seriyya hüzzı ileyki bi ciz'ın nahleti tüsakıt aleyki rutaben ceniyya külı veşrabı ve karrı ayna fe imma terayinne minel beşeri ehaden fe kulı innı nezertü lir rahmani savmen fe len ükellimel yevme insiyya etet bihı kavmeha tahmilüh kalu ya meryemü le kad ci'ti şey'en feryya uhte harune ma kane ebukimrae sev'iv ve ma kanet ümmüki beğıyya eşarat ileyhi kalu keyfe nükelimü men kane fil mehdi sabiyya innı abdüllahi ataniyel kitabe ve cealenı nebiyya cealenı mübaraken eyne ma küntü ve evsanı bis salati vez zekati ma dümtü hayya berram bi validetı ve lem yec'alnı cebbaran şekıyya aleyye yevme vülidtü ve yevme emutü ve yevme üb'asü hayya ıysebnü meryem kavlel hakkıllezı fıhi yemterun kane lillahi ey yettehıze miv veledin sübhaneh iza kada emran fe innema yekulü lehu küm fe yekun innellahe rabbı ve rabbüküm fa'büduh haza sıratum müstekıym ahzabü mim beynihim fe veylül lillezıne keferu mim meşhedi yevmin azıym ve ebsır yevme ye'tunena lakiniz zalimunel yevme fı dalalim mübın enzirhüm yevmel hasrati iz kudıyel emr ve hüm fı ğafletiv ve hüm la yü'minun nahnü nerisül erda ve men aleyha ve ileyna yürceun fil kitabi ibrahım innehu kane sıddıkan nebiyya kale li ebıhi ya ebeti lime ta'büdü ma la yesmeu ve la yübsıru ve la yuğnı anke şey'a ebeti innı kad caenı minel ılmi ma lem ye'tike fettebı'nı ehdike sıratan seviyya ebeti la ta'büdiş şeytan inneş şeytane kane lir rahmani asıyya ebeti ninı ehafü ey yemesseke azabüm miner rahmani fe tekune liş şeytani veliyya erağıbün ente an alihetı ya ibrahım leil lem tentehi le ercümenneke vehcürnı meliyya selamün aleyk se estağfiru leke rabbı innehu kane bı hafiyya a'tezilüküm ve ma ted'une min dunillahi ve ed'u rabbı asa ella ekune bi düai rabbı şekıyya ve ma ya'büdune min dunillahi vehebna lehu ishaka ve ya'kub ve küllen cealna nebiyya vehebna lehüm mir rahmetina ve cealna lehüm lisane sıdkın aliyya fil kitabi musa innehu kane muhlesav ve kane rasulen nebiyya nadeynahü min canibit turil eymeni ve karrabnahü neciyya vehebna lehu mir rahmetina ehahü harune nebiyya fil kitabi ismaıyle innehu kane sadikal va'di ve kane rasulen nebiyya kane ye'müru ehlehu bis salati vez zekati ve kane ınde rabbihı merdıyya fil kitabi idrıse innehu kane sıddıkan nebiyya rafa'nahü mekanen aliyya en'amellahü aleyhim minen nebiyyıne min zürriyyeti ademe ve mimmen hamelna mea nuhıv ve min zürriyyeti ibrahıme ve israıle ve mimmen hedeyna vectebeyna iza tütla aleyhim ayatür rahmani harru süccedev ve bükiyya halefe mim ba'dihim halfün edaus salate yettebeuş şehevati fe sevfe yelkavne ğayya men tabe ve amene ve amile salihan fe ülaike yedhulunel cennete ve la yuzlemune şey'a adninilletı veader rahmanü ıbadehu bil ğayb innehu kane va'dühu me'tiyya yesmeune fıha bükratev ve aşiyya cennetülletı nurisü min ıbadina men kane tekıyya ma netezzelü illa bi emri rabbik lehu ma beyne eydına ve ma halfena ve ma beyne zalik ve ma kane rabbüke nesiyya 58. Ayet secde ayetidir. semavati vel erdı ve ma beynehüma fa'büdhü vastabir li ıbadetih hel ta'lemü lehu semiyya yekulül insanü e iza ma mittü le sevfe uhracü hayya ve la yezkürul insanü enna halaknahü min kablü ve lem yekü şey'a ve rabbike le nahşürannehüm veş şeyatıyne sümme le nuhdırannehüm havle cehenneme cisiyya lenenzianne min külli şıatin eyyühüm eşeddü aler rahmani ıtiyya le nahnü a'lemü billezıne hüm evla biha sıliyya im minküm illa varidüha kane ala kabbike hatmem makdıyya nüneccillezınet tekav ve nezeruz zalimıne fıha cisiyya iza tütla aleyhim ayatüna beyyinatin kalellezıne keferu lillizıne amenu eyyül ferıkayni hayrum mekamev ve ahsenü nediyya kem ehlekna kablehüm min karnin hüm ahsenü esasev ve ri'ya men kane fid dalaleti felyemdüd lehür rahmanü medda hatta iza raev ma yuadune immel azabe ve immes saah fe seya'lemune men hüve şerrum mekanev ve ad'afü cünda yezıdüllahüllezınehtedev hüda vel bakıyatüs salihatü hayrun ınde rabbike sevabev ve hayrum meradda fe raeytellezı kefera bi ayatina ve kale leuteyenne malev ve veleda ğaybe emittehaze ınder rahmani ahda senektübü ma yekulü ve nemüddü lehu minel azabi medda nerisühu ma yekulü ve ye'tına ferda min dunillahi alihetel li yekunu lehüm ızza seyekfürune bi ıbadetihim ve yekunune aleyhim dıdda lem tera enna erselneş şeyatıyne alel kafirıne teüzzühüm ezza la ta'cel aleyhim innema neuddülehüm adda nahşürul müttekıyne iler rahmani vefda nesukul mücrimıne ila cehenneme virda yemlikuneş şefaate illa menttehaze ınder rahmani ahda kalittehazer rahmanü veleda kad ci'tüm şey'en idda semavatü yetefettarne minhü ve tenşekkul erdu ve tehırrul cibalü hedda deav lirrahmani veleda ma yembeğıy lir rahmani ey yettehıze veleda küllü men fis semavate vel erdı illa atir rahmani abda kad ahsahüm ve addehüm adda küllühüm atıhi yevmel kıyameti ferda amenu ve amilus salihati se yec'alü lehümür rahmanu vüdda innema yessernahü bi lisanike li tübeşşira bihil müttekıyne ve tünzira bihı kavmel lüdda kem ehlekna kablehüm min karn hel tühussü minhüm min ehadin ev temeu lehüm rikza Meryem suresinin meali nedir Diyanet? Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla 1 - Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd. 2 - Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya olan rahmetini anmadır. 3 - Bir zamanlar o, Rabbine gizlice içinden yalvarmıştı. 4 - Şöyle demişti "Ey Rabbim! Şüphesiz artık öyle bir durumdayım ki benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başımın saçı bembeyaz alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiçbir zaman bedbaht olmadım." 5 - "Gerçekten ben, arkamdan yerime geçecek varislerden endişedeyim. Karım da kısır bulunuyor. Onun için katından bana bir çocuk ihsan et." 6 - "Ki bana da mirasçı olsun, Yakub ailesine de mirascı olsun. Rabbim, onu sen rızana kavuştur." 7 - Allah şöyle buyurdu "Ey Zekeriyya! Şüphesiz biz sana Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz. Bundan önce ona hiçbir adaş yapmadık." 8 - Zekeriyya "Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?" dedi. 9 - Allah yahut Cebrail ona şöyle dedi "Dediğin gibidir, fakat Rabbin buyurdu ki, bu işi yapmak bana kolaydır. Nitekim bundan önce seni yarattım. Halbuki sen hiçbir şey değildin." 10 - Zekeriyya şöyle dedi "Rabbim! Bana alâmet ver." Allah "Senin alâmetin, sapasağlam olduğun halde, üç gün, üç gece insanlarla konuşamaz hale gelmendir." buyurdu. 11 - Nihayet birgün konuşamayınca mihrabdan kavmine karşı çıktı da onlara "Sabah ve akşam Rabbinizi tesbih edin" diye işaret etti. 12 - "Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl" dedik ve daha çocukken ona hikmet verdik. 13 - Hem de katımızdan bir merhamet ve günahlardan paklık verdik, o çok takva sahibi idi. 14 - Anne ve babasına karşı iyi davranan bir kimse idi, zorba ve isyankâr değildi. 15 - Doğduğu gün, öleceği gün ve dirileceği gün ona selam olsun. 16 - Ey Muhammed! Kur'ân'daki Meryem kıssasını da an insanlara anlat. Hani o, ailesinden ayrılarak evinin veya mescidin doğu tarafında bir yere çekilmişti. 17 - Sonra kendisi arasına bir perde koymuştu. Biz ona meleğimiz Cebraili gönderdik de ona tam bir insan şeklinde göründü. 18 - Meryem "Ben senden Rahmân olan Allah a sığınırım. Eğer Allah'dan korkuyorsan dokunma bana" dedi. 19 - Melek "Ben, sana temiz bir oğlan bağışlamak için, Rabbinin gönderdiği bir elçiyim" dedi. 20 - Meryem "Benim nasıl çocuğum olabilir? Bana hiçbir insan dokunmamıştır. Ben iffetsiz de değilim" dedi. 21 - Melek "Bu, dediğin gibidir. Ancak Rabbin buyurdu ki Bu babasız çocuk vermek, bana pek kolaydır. Hem biz onu nezdimizden insanlara bir mucize ve rahmet kılacağız. Hem, bu önceden ezelde kararlaştırılmış bir iştir." dedi. 22 - Nihayet Allah'ın emri gerçekleşti Meryem İsa'ya gebe kaldı ve o haliyle uzak bir yere çekildi. 23 - Sonra doğum sancısı onu bir hurma dalına tutunup dayanmaya zorladı. "Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim" dedi. 24 - Melek, Meryem'e, aşağı tarafından şöyle seslendi. "Sakın üzülme, Rabbin alt tarafında bir ırmak akıttı." 25 - "Hurma dalını kendine doğru silkele, üzerine devşirilmiş taze hurmalar dökülsün." 26 - "Ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer insanlardan birini görürsen, ben Rahmân olan Allaha bir oruç susmak adadım. Onun için bugün hiçbir kimseyle konuşmayacağım" de. 27 - Sonra Meryem onu İsa'yı yüklenerek kavmine getirdi. Onlar hayretler içinde şöyle dediler "Ey Meryem! doğrusu sen görülmemiş bir şey yaptın." 28 - "Ey Harun'un kızkardeşi! Senin baban kötü bir adam değildi, annen de iffetsiz bir kadın değildi." 29 - Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. Onlar; "Biz beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?" dediler. 30 - Allah'ın bir mucizesi olarak İsa şöyle dedi "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. O bana kitab verdi ve beni bir peygamber yaptı." 31 - "Beni, nerede olursam olayım mübarek kıldı. Hayatta bulunduğum müddetçe namaz kılmamı ve zekat vermemi emretti." 32 - "Beni anneme kıldı. Beni zorba ve isyankar yapmadı." 33 - "Doğduğum gün, öleceğim gün ve dirileceğim gün selam ve emniyet benim üzerimedir." 34 - İşte hakkında yahudilerle hıristiyanların ihtilaf edip durdukları Meryemoğlu İsa'ya dair Allah'ın sözü budur. 35 - Çocuk edinmek asla Allah'ın şanına yakışmaz. O bundan münezzehtir. O, bir şeyin olmasını dilerse, ona sadece "ol" der, o da oluverir. 36 - "Şüphesiz benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz Allah'tır. O halde ona ibadet edin, işte dosdoğru yol budur." 37 - Ne var ki, fırkalar yahudi ve hıristiyanlar kendi aralarında ihtilafa düştüler. O büyük dehşetli günü görecek kâfirlerin vay haline! 38 - Bize gelecekleri gün, neler işitecekler, neler görecekler! Fakat o zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler. 39 - Ey Muhammed! İnsanların pişmanlık duyacağı ve işin bitmiş olacağı kıyamet günü ile onları uyar. Onlar hâlâ gaflet içindedirler, onlar iman etmezler. 40 - Şüphesiz biz bütün yeryüzüne ve üzerindekilere varis olacağız. Ve onlar da mutlaka bize döndürüleceklerdir. {} İşte budur, ta beşikten tekrar dirilmesine kadar öyle doğan ve o sözleri söyleyen bir kuldur. {} Hakk olan Allahın bildirdiğine göre Meryem'in oğlu İsa {} ki hakkında tartışıp duruyorlar. Görülüyor ki sûrenin başından beri ve buradan da sonuna kadar âyetler, hep elif fâsılasıyla biterken, sûrenin bu bölümünde yalnız yedi âyet "Nûn ve Mim" fâsılasıyla işlenmiş bir çerçeve içine alınmıştır. Bu da gösterir ki bu âyetler, bu sûrenin asıl maksadını anlatan karar mahiyetindeki âyetlerdir ki, başta Allah'a çocuk isnadını {} "Allah'ın çocuk edinmesi hiçbir zaman olur şey değildir. O'nu tenzih ederiz." âyetiyle reddedip Allah'ı tenzih etmekte ve İsa'nın dilinden de {} "Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na kulluk ediniz. İşte bu doğru bir yoldur." demek suretiyle tevhide davet etmektedir. Bu âyet, ta yukarıdaki {} "Ben Allah'ın kuluyum." 19/30 cümlesine atfedilmiştir. Dolayısıyla {} "Allah, benim Rabbimdir, dedi" demek olup İsa'nın konuşmasının bir devamıdır Âl-i İmran Sûresi'nde geçen benzeri âyetin tefsirine de bkz 3/51. Eldeki İncillerde de kendisine yer verilen bu söz, onun peygamberliğinde, davetinin özünü teşkil ettiği ve tevhid inancını net bir şekilde ifade ettiği için, burada tekrar sözkonusu yapılmıştır. {} Sonra fırkalar kendi aralarında ihtilafa düştüler. Yahudiler bir türlü söyledi. Hıristiyanların kendi fırkaları da değişik tartışmaların içine girdiler; bir kısmı Allah'ın oğlu dediler, bir kısmı da Allah'ın kendisidir, yere indi sonra göğe çıktı dediler; diğer bir kısmı ise üçün biri dediler. Sağlam bir grup da Allah'ın kulu ve peygamberi olduğunu tasdik ettiler. {} "Vay haline o küfreden kimselerin!{}" 41 - Kur'ân'da İbrahim'in kıssasını da an. Şüphesiz ki o, sıddık özü, sözü doğru bir peygamberdi. 42 - O, bir zaman babasına şöyle demişti "Babacığım! İşitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?" 43 - "Babacığım! Doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. O halde bana uy da, seni doğru bir yola eriştireyim." 44 - "Babacığım! Şeytana tapma, çünkü şeytan Rahmân olan Allaha âsî oldu." 45 - "Babacığım! Doğrusu ben korkarım ki, sana Rahmân'dan bir azab dokunur da şeytana cehennemde arkadaş olursun." 46 - Babası "Ey İbrahim! Sen benim ilâhlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Yemin ederim ki, eğer onları kötülemekten vazgeçmezsen, seni muhakkak taşlarım. gerçektenveya söz ile- sana taş atarım. Haydi uzun bir müddet benden uzak ol" dedi. 47 - İbrahim şöyle dedi "Selâm sana olsun, senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim. Çünkü o, bana çok lütufkârdır." 48 - "Ben, sizden ve Allah'tan başka taptığınız şeylerden çekilip ayrılırım da Rabbime dua ibadet ederim. Rabbime yalvarışımda mahrum kalmayacağımı umarım." 49 - İbrahim, kavminden ve onların Allah'tan başka ibadet ettikleri şeylerden uzaklaşınca, biz ona İshak'ı ve İshak'ın oğlu Yakub'u ihsan ettik. Ve hepsini de peygamber yaptık. 50 - Biz onlara rahmetimizden lütuflarda bulunduk. Hepsine de dillerde güzel ve yüksek bir övgü verdik. 51 - Kur'ân'da Musa'yı da an; Şüphesiz ki o, ihlaslı bir kuldu ve gönderilmiş bir peygamberdi. 52 - Biz ona Tur dağının sağ yanından seslendik ve onu hususi bir konuşmada bulunmak üzere kendimize yaklaştırdık. 53 - Rahmetimizden de ona, kardeşi Harun'u bir peygamber olarak ihsan eyledik. Meâl-i Şerifi 54 - Kur'ân'da İsmail'i de an; çünkü o, vaadine sadık bir kuldu ve gönderilmiş bir peygamberdi. 55 - Ailesine ve çevresine namaz kılmayı ve zekat vermeyi emrederdi ve Rabbinin katında hoşnutluğa ermişti. 56 - Kitapta İdris'i de an; çünkü o, çok sadık özü, sözü pek doğru bir peygamberdi. 57 - Biz onu yüce bir yere yükselttik. 58 - İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in soyundan ve gemide Nuh ile beraber taşıdıklarımızın neslinden, İbrahim ve İsrail'in soyundan, hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdir. Kendilerine Rahmân olan Allahın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı. 59 - Sonra bunların ardından öyle bir nesil geldi ki, namazı terkettiler, heva ve heveslerine uydular; onlar bu taşkınlıklarının karşılığını mutlaka göreceklerdir. Cehennemdeki "Gayya" vadisini boylayacaklardır. 60 - Fakat tevbe edip iman eden ve salih amel işleyen bunun dışındadır. Bunlar cennete girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. 61 - O cennet, Rahmân olan Allahın kullarına görmedikleri halde vadettiği "Adn" cennetleridir. Şüphesiz O'nun vaadi mutlaka yerini bulacaktır. 62 - Onlar orada boş bir söz işitmezler. Ancak "Selam" işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır. 63 - İşte kullarımızdan takva sahibi olanlara vereceğimiz cennet budur. 64 - "Cebrail dedi ki Ey Muhammed! "Biz senin Rabbinin emri olmadıkça inmeyiz. Önümüzdeki ve ardımızdaki bütün geçmiş ve gelecek şeyler ve bunların arasındakiler hep O'nundur. Rabbin de seni unutmuş değildir?" 65 - O, göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir. O halde, O'na ibadet et ve O'na ibadet etmekte sabırlı ol. Hiç sen Allah'ın ismini taşıyan başka birini bilir misin? 66 - Halbuki insan şöyle der "Ben öldüğüm zaman, ileride gerçekten diri olarak mezardan çıkarılacak mıyım?" 67 - O insan, daha önce hiçbir şey değilken kendisini yoktan var ettiğimizi hatırlamaz mı? 68 - Rabbine andolsun ki biz onları öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden kâfirleri şeytanları ile beraber elbette ve elbette mahşerde toplayacağız. Sonra onları muhakkak cehennemin etrafında dizleri üstü hazır bulunduracağız ki cennetlikleri görüp hasret çeksinler.. 69 - Sonra her zümreden Rahmân'a karşı en ziyade isyankâr hangileri ise, muhakkak ayırıp atacağız. 70 - Sonra o cehenneme atılmaya layık olanların kimler bulunduğunu elbette biz daha iyi biliriz. 71 - İçinizden hiçbiri istisna edilmemek üzere mutlaka herkes cehenneme varacaktır. Bu, Rabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür. 72 - Sonra Allah'dan korkup, sakınanları kurtaracağız ve zalimleri de toptan cehennemde bırakacağız. 73 - Âyetlerimiz kendilerine apaçık okunduğu zaman, o inkâr edenler, iman edenlere dediler ki "Bu iki zümreden Mümin ve kâfirlerden hangisi mevki bakımından daha iyi, meclis ve topluluk itibariyle daha güzeldir?" 74 - Halbuki biz, kendilerinden evvel, mal ve gösterişce daha güzel nice asırlar halkını helak etmişizdir. 75 - Onlara de ki "Kim sapıklık içinde ise, Rahmân ona mal ve evlatça ziyadelik ve azgınlığında mühlet verir. Nihayet kendilerine vaad edilen azabı, yahut kıyamet günü cehennemi gördükleri vakit, artık bilecekler kimin mevkii daha fena ve yardımcıları daha zayıfmış. 76 - Allah, hidayeti kabul edenlere, daha çok hidayet verir. Baki kalacak olan salih ameller, Rabbinin katında sevap bakımından da daha hayırlıdır, sonuç bakımından da daha hayırlıdır. 77 - Şimdi âyetlerimizi inkâr eden ve "Elbette bana mal ve evlat verilecektir." diyen adamı gördün mü? 78 - O kâfir, gaybı mı bildi? Yoksa Rahmân olan Allah katından bir söz mü aldı? 79 - Hayır, asla öyle değil; biz onun söylediklerini yazacağız ve azabını çoğalttıkça çoğaltacağız. 80 - O söylediği mal ve evlat gibi şeyleri de hep elinden alacağız ve o, tek başına bize gelecektir. 81 - Onlar, kendilerine kuvvet ve şeref kazandırsın diye, Allah'dan başka ilâh edindiler. 82 - Hayır, zannettikleri gibi değil tapındıkları ilâhlar onların ibadetlerini inkâr edecekler ve aleyhlerine dönüp düşman olacaklardır. 83 - Görmedin mi? Biz şeytanları o kâfirler üzerine musallat ettik. Onları günaha kışkırtıp duruyorlar. 84 - Öyleyse onların hemen azaba uğratılmalarını isteme. Biz onların ecel günlerini sayıyoruz. 85 - O gün, takva sahiplerini, heyet olarak Rahmân'ın huzuruna toplayacağız. 86 - Suçluları da susuz olarak cehenneme süreceğiz. 87 - O gün Rahmân olan Allah'ın katında bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır. 88 - Yahudilerle hıristiyanlar "Rahmân, çocuk edindi" dediler. 89 - Yemin olsun ki, siz çok çirkin bir şey söylediniz. 90 - Az kalsın, söyledikleri sözden gökler çatlayacak, yer yarılacak ve dağlar parçalanıp dağılacaktı, 91 - O Rahmân'a çocuk isnad ettiler diye... 92 - Halbuki Rahmân'a çocuk edinmek yaraşmaz. 93 - Göklerde ve yerde bulunan hiçbir kimse yoktur ki kıyamet günü Rahmân'ın huzuruna kul olarak çıkmasın. 94 - And olsun ki Allah onların hepsini kuşatmış, kendilerini ve yaptıklarını bir bir saymıştır. 95 - Kıyamet günü onların herbiri Allah'ın huzuruna tek başına çıkacaktır. 96 - İman edip, salih amel işleyenler var ya, Rahmân olan Allah onları gönüllere sevdirecektir. 97 - Ey Muhammed! Biz Kur'ân'ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah'tan korkup sakınanları müjdeleyesin, inat edenleri de korkutasın. 98 - Hem onlardan önce nice nesilleri helak ettik. Şimdi onlardan hiçbirini görüyor musun, yahud onların hafif bir sesini işitiyor musun? Kur'an-ı Kerim'de kaç ayet vardır? Neredeyse 1400 yıl önce Allah'ın Cebrail as vasıtasıyla gönderdiği Kur'an-ı Kerim tüm müslümanlar tarafından yüzyıllardır rehber edinilen en önemli kaynaktır. Kur'an-ı Kerim'in içeriği kadar, surelerin isimleri, sayısı ve ayet sayısı gibi özellikleri de birçok kişi tarafından merak edilmektedir. Peki Kur'an-ı Kerim'de kaç ayet var? Kur'an-ı Kerim'deki sure sayısı nedir ve isimleri nelerdir? İslam dininin ana kaynağı olan Kur'an-ı Kerim, sav 40 yaşındayken Mekke'de inmeye başlamıştır. Cebrail peygamber Nur dağının Hira mağarasında ayetleri ilk ayetleri ezberletmiştir. İlk olarak Alak suresinin ilk 5 ayetinin inmesiyle başlayan Kur'an-ı Kerim'in ilk ayeti de İkra yani Oku'dur. Yüzyıllardır tüm müslümanların hayatlarının her anını dizayn etmek için kullandıkları bu yegane kaynak, hiç tahrif olmadan günümüze kadar ulaşmıştır. sav'in peygamber olmasıyla 610 yılında inmeye başlayan ve 13 yıl Mekke'de 10 yıl da Medine'de inen Kur'an ayetleri 23 yılın sonunda tamamlanmıştır. Ramazan ayının Kadir gecesinde inmeye başlayan Kur'an ayetleri, sahabeler tarafından ezberlenerek daha sonra dört halife döneminde kitaplaştırılarak çoğaltılmıştır. 23 yılda inen Kur'an-ı Kerim'de toplamda 114 sure vardır. Bu surelerin tamamında 6236 ayet vardır. Bu konuda Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı şöyle açıklamada bulunmuştur Bilindiği gibi âyet, Kur'an cümlelerine verilen isimdir. Kur'an-ı Kerim, Hz. Peygamberden günümüze hiçbir değişikliğe uğramadan gelmiştir. Ancak Kur'an-ı Kerim üzerinde noktalama çalışmaları yapılırken âyetlerin bölünüp numaralandırılmasında bazı küçük farklılıklar olmuş; söz gelimi, bazı âlimlerin müstakil âyet olarak belirlediği bir ibare bazı âlimlerce iki âyet olarak düşünülmüş; böylece âyetlerin numaralandırılması konusunda küçük farklılıklar ortaya çıkmıştır. Her ne kadar halk arasında Kur'an'daki ayet sayısının 6666 olduğu yönünde yaygın bir söylem varsa da doğrusu bu rakamın 6236 olduğudur. Ayet nedir? Arapça'da delil, alamet anlamına gelen ayet kelimesi, Müslümanların kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim'deki her bir harf, kelime veya cümleye verilen addır. Kur'an-ı Kerim'de 114 sure içinde 6236 ayet olduğu bilinir. Kur'an-ı Kerim'deki surelerin isimleri 1- Fatiha 2- Bakara 3- Ali- İmran 4- Nisa 5- Mâide 6- En'am 7- A'raf 8- Enfal 9- Tevbe 10- Yunus 11- Hûd 12- Yusuf 13-Rad 14- İbrahim 15- Hicr 16- Nahl 17- İsra 18- Kehf 19- Meryem 20- Ta-Ha 21- Enbiya 22- Hac 23-Müminun 24- Nur 25- Furkan 26- Şuara 27- Neml 28- Kasas 29- Ankebut 30- Rum 31- Lokman 32- Secde 33- Ahzab 34- Sebe 35- Fâtır 36- Ya-Sin 37- Saffat 38-Sad 39-Zümer 40- Mümin 41-Fussilet 42- Şura 43-Zuhruf 44- Duhan 45-Casiye 46-Ahkaf 47-Muhammed 48-Fetih 49-Hucurat 50-Kaf 51-Zariyat 52-Tur 53-Necm 54-Kamer 55-Rahman 56-Vakıa 57-Hadid 58-Mücadile 59- Haşr 60- Mümtehine 61- Saf 62- Cuma 63- Münafikun 64- Tegabun. 65- Talak 66- Tahrim 67- Mülk 68- Kalem 69- Hakka 70- Mearic 71 Nuh 72 Cin 73 Müzemmil 74 Müdessir 75 Kıyamet 76- İnsan 77- Mürselat 78- Nebe 79- Naziat 80 Abese 81- Tekvir 82- İnfitar 83- Mutafffifin 84- İnşikak 85- Buruc 86- Tarık 87- Ala 88- Gaşiye 89 Fecir 90 Beled 91- Şems 92- Leyl 93- Duha 94- İnşirah 95- Tin 96- Alak 97- Kadir 98- Beyyine 99- Zilzal 100- Adiyat 101- Karia 102- Tekasür 103- Asr 104- Hümeze 105- Fil 106- Kureyş 107- Maun 108- Kevser 109- Kafirun 110- Nasr 111- Mesed 112- İhlas 113- Felak 114- Nas . Meryem suresi kaç ayetten oluşur? Kur’an-ı Kerim’in sıralamasında on dokuzuncu, iniş sırasına göre kırk dördüncü sûredir. Doksan sekiz âyet, dokuz yüz altmış iki kelime ve üç bin sekiz yüz iki harften ibarettir. Fâtır sûresinden sonra, Tâhâ sûresinden önce, Mekke döneminin 4. yılında inmiştir. Bazı tefsir bilginlerine göre 58 ve 71. âyetler Medine döneminde inmiştir. Sûre, Meryem’in, oğlu İsa’yı nasıl dünyaya getirdiğini anlattığı için bu adla anılmıştır. Sûrede başlıca, tevhit inancını yerleştirmek amacıyla bazı peygamberlerin kıssaları ve kıyamet sahneleri konu edilmektedir. “Kâf hâ yâ ayn sâd” sûresi olarak da adlandırılır. Mekkî sûrelerden olup fâsılası ا، د، م، ن elif, dal, mim ve nun harfleridir. Peki Meryem süresi kaçıncı cüz diye merak ediyorsanız. Mukaddes Kur’anı Kerim 30 cüzden oluşur. Meryem suresi 16. cu cüzde yer almaktadır. Mekke döneminde nâzil olan diğer sûreler gibi Meryem sûresinde de tevhid inancı, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve amellerin karşılığına dair konuların yanı sıra Allah’ın çocuk sahibi olmaktan ve ortağı bulunmaktan tenzih edilmesiyle ilgili âyetler yer almaktadır. Meryem sûresinin muhtevasını iki bölümde ele almak mümkündür Peygamber kıssaları âyet 1-65, öğüt ve uyarılar âyet 66-98. Birinci bölümün 1-40. âyetlerinde Ehl-i kitabın tarihinden kesitler verilmiş ve Hz. Îsâ’dan sonraki hıristiyanların inançlarında düştükleri yanlışlar izah edilmiştir. Sûrenin ikinci bölümünde âyet 66-98 öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden, Allah’a evlât ve ortak izâfe eden Mekkeli müşriklerin bu tür tavırları sert bir şekilde eleştirilmekte, müminlere inkârcıların bütün çabalarına rağmen kendilerinin başarılı olacakları konusunda müjde verilmektedir. Sûrenin başlarında yumuşak bir üslûpla reddedilen şirk burada daha açık bir şekilde ortaya konmuştur. Bismillâhirrahmânirrahîm 1. Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd. Rabbinin, Zekeriya kuluna olan merhametinin anılmasıdır. 3. Hani o, Rabbine gizli bir sesle yalvarmıştı. şöyle demişti “Rabbim! Şüphesiz kemiklerim gevşedi. Saçım sakalım ağardı. Sana yaptığım dualarda cevapsız bırakılarak hiç mahrum olmadım.” 5,6. “Gerçek şu ki ben, benden sonra gelecek akrabalarımın isyankâr olmalarından korkuyorum. Karım ise kısırdır. Bana kendi tarafından; bana ve Yakub hanedanına varis olacak bir çocuk bağışla ve onu hoşnutluğuna ulaşmış bir kimse kıl!” 7.Allah, şöyle dedi “Ey Zekeriyya! Haberin olsun ki biz sana Yahya adlı bir oğul müjdeliyoruz. Daha önce onun adını kimseye vermedik.” “Rabbim!” “Hanımım kısır ve ben de ihtiyarlığın son noktasına ulaşmış iken, benim nasıl çocuğum olur?” dedi. 9.Vahiy meleği dedi ki Evet, öyle. Ancak Rabbin diyor ki “Bu, bana göre kolaydır. Nitekim daha önce, hiçbir şey değil iken seni de yarattım.” “Rabbim, öyleyse bana çocuğumun olacağına bir işaret ver”, dedi. Allah da, “Senin işaretin, sapasağlam olduğun hâlde insanlarla üç gün üç gece konuşamamandır” dedi. Zekeriya ibadet yerinden halkının karşısına çıktı. Konuşmak istedi, konuşamadı ve onlara “Sabah akşam Allah’ı tespih edin” diye işaret etti. 12,13,14. Yahya, dünyaya gelip büyüyünce onu peygamber yaptık ve kendisine “Ey Yahya, kitaba sımsıkı sarıl” dedik. Biz, ona daha çocuk iken hikmet ve katımızdan kalp yumuşaklığı ve ruh temizliği vermiştik. O, Allah’tan sakınan, anne babasına iyi davranan bir kimse idi. İsyancı bir zorba değildi. gün, öleceği gün ve diriltileceği gün ona selâm olsun! 16,17. Ey Muhammed! Kitap’ta Kur’an’da Meryem’i de an. Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve kendini onlardan uzak tutmak için onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail’i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü. 18. Meryem, “Senden, Rahmân’a sığınırım. Eğer Allah’tan çekinen biri isen bana kötülük etme” dedi. 19. Cebrail, “Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk bağışlamak için gönderildim” dedi. “Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım hâlde, benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi. “Evet, öyle. Rabbin diyor ki O benim için çok kolaydır. Onu insanlara bir mucize, katımızdan bir rahmet kılmak için böyle takdir ettik. Bu, zaten ezelde hükme bağlanmış bir iştir” dedi. Meryem, çocuğa gebe kaldı ve onunla uzak bir yere çekildi. sancısı onu bir hurma ağacına yöneltti. “Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!” dedi. 24. Bunun üzerine Cebrail ağacın altından ona şöyle seslendi “Üzülme, Rabbin senin alt tarafında bir dere akıttı.” 25.“Hurma ağacını kendine doğru silkele ki sana taze hurma dökülsün.” 26.“Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan, “Şüphesiz ben Rahmân’a susmayı adadım. Bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım” de. çocuğu ile halkının yanına geldi. Onlar şöyle dediler “Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın!” 28.“Ey Hârûn’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi.” üzerine Meryem, çocukla konuşun diye ona işaret etti. “Beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?” dediler. şöyle konuştu “Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. Bana kitabı İncil’i verdi ve beni bir peygamber yaptı.” 31.“Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı ve bana yaşadığım sürece namazı ve zekâtı emretti.” 32.“Beni anama saygılı kıldı. Beni azgın bir zorba kılmadı.” 33.“Doğduğum gün, öleceğim gün ve diriltileceğim gün bana selâm esenlik verilmiştir.” şüpheye düştükleri hak söze göre Meryem oğlu İsa işte budur. çocuk edinmesi düşünülemez. O, bundan yücedir, uzaktır. Bir işe hükmettiği zaman ona sadece “ol!” der ve o da oluverir. Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse yalnız O’na kulluk edin. Bu, dosdoğru bir yoldur. 37.Fakat hıristiyan gruplar, aralarında ayrılığa düştüler. Büyük bir günü görüp yaşayacakları için vay kâfirlerin hâline! gelecekleri gün gerçekleri ne iyi işitip ne iyi görecekler! Ama zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler. 39. Onları, gaflet içinde bulunup iman etmezlerken işin bitirileceği o pişmanlık günüyle uyar. 40. Şüphesiz yeryüzüne ve onun üzerindekilere biz varis olacağız, biz! Ancak bize döndürülecekler. 41. Kitap’ta İbrahim’i de an. Gerçekten o, son derece dürüst bir kimse, bir peygamber idi. 42. Hani babasına şöyle demişti “Babacığım! İşitmeyen, görmeyen ve sana bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?” 43. “Babacığım! Doğrusu, sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy ki seni doğru yola ileteyim.” 44.“Babacığım! Şeytana tapma! Çünkü şeytan Rahmân’a isyankâr olmuştur.” 45.“Babacığım! Doğrusu ben, sana, çok esirgeyici Rahmân tarafından bir azabın dokunmasından, böylece şeytana bir dost olmandan korkuyorum.” “Ey İbrahim! Sen benim ilâhlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, mutlaka seni taşa tutarım. Uzun bir süre benden uzaklaş!” dedi. şöyle dedi “Esen kal! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Şüphesiz O, beni nimetleriyle kuşatmıştır.” 48.“Sizi ve Allah’tan başka taptıklarınızı terk ediyor ve Rabb’ime ibadet ediyorum. Rabbime ibadet etmekle de mutsuz olmayacağımı umuyorum.” onları da onların taptıklarını da terk edince, ona İshak ile Yakub’u bağışladık ve her birini peygamber yaptık. rahmetimizden bağışta bulunduk. Onlar için yüce bir doğruluk dili var ettik güzel bir söz ile anılmalarını temin ettik. 51. Kitap’ta, Mûsâ’yı da an. Şüphesiz o seçkin bir insan idi. Bir resûl, bir nebî idi. 52. Ona, Tûr dağının sağ tarafından seslendik ve kendisi ile gizlice konuşmak için kendimize yaklaştırdık. sonucu kardeşi Hârûn’u bir nebî olarak kendisine bahşettik. İsmail’i de an. Şüphesiz o, sözünde duran bir kimse idi. Bir resûl, bir nebî idi. 55. Ailesine namaz ve zekâtı emrederdi. Rabb’inin katında da hoşnutluğa ulaşmıştı. 56. Kitap’ta İdris’i de an. Şüphesiz o, doğru sözlü bir kimse, bir nebî idi. 57. Onu yüce bir makama yükselttik. bunlar, Âdem’in ve Nûh ile beraber gemiye bindirdiklerimizin soyundan, İbrahim’in, Yakub’un ve doğru yola iletip seçtiklerimizin soyundan kendilerine nimet verdiğimiz nebîlerdir. Kendilerine Rahmân’ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı. sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevî tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır. 60,61. Ancak tövbe edip inanan ve salih amel işleyenler başka. Onlar cennete, Rahmân’ın, kullarına gıyaben vaad ettiği “Adn” cennetlerine girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz O’nun va’di kesinlikle gerçekleşir. boş söz işitmezler. Yalnızca meleklerin “selâm!” deyişini işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da vardır. bu, kullarımızdan Allah’a karşı gelmekten sakınanlara miras kılacağımız cennettir. 64. Cebrail, şöyle dedi “Biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzdekiler, arkamızdakiler ve bunlar arasındakiler hep O’nundur. Rabbin unutkan değildir.” 65.Allah göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir. Şu hâlde, O’na ibadet et ve O’na ibadet etmede sabırlı ol. Hiç, O’nun adını taşıyan bir başkasını biliyor musun? 66. İnsan, “Öldüğümde gerçekten diri olarak topraktan çıkarılacak mıyım?” der. daha önce hiçbir şey değil iken kendisini yarattığımızı düşünmez mi? andolsun, onları şeytanlarla beraber mutlaka haşredeceğiz. Sonra onları kesinlikle cehennemin çevresinde diz üstü hazır edeceğiz. her bir topluluktan, Rahman’a karşı en isyankâr olanları mutlaka çekip çıkaracağız. 70. Sonra, oraya girmeye en lâyık olanları muhakkak ki en iyi biz biliriz. 71.Ey insanlar! Sizden cehenneme varmayacak hiç kimse yoktur. Rabbin için bu, kesin olarak hükme bağlanmış bir iştir. Allah’a karşı gelmekten sakınanları kurtarırız da zalimleri orada diz üstü çökmüş hâlde bırakırız. kendilerine apaçık bir şekilde okunduğu zaman, inkâr edenler, inananlara, “İki topluluktan hangisinin bulunduğu yer daha hayırlı meclis ve mahfili daha güzeldir?” dediler. 74. Biz onlardan önce, mal-mülk ve görünümü daha güzel olan nice nesilleri helâk ettik. 75. Ey Muhammed! De ki “Kim sapıklık içinde ise Rahmân onlara, istenildiği kadar süre versin! Nihayet kendilerine vaad olunan azabı, ya da kıyameti gördüklerinde kimin yeri daha kötüymüş, kimin taraftarları daha zayıfmış bilecekler. 76. Allah, doğruya erenlerin hidayetini artırır. Kalıcı salih ameller, Rabbinin katında sevap bakımından da daha hayırlıdır, sonuç itibari ile de. inkâr edip “Bana elbette mal ve evlat verilecek!” diyen kimseyi gördün mü? mı görüp bilmiş, yoksa Rahmân’dan bir söz mü almış? İş onun dediği gibi değil. Biz, onun söylediklerini yazacağız ve azabını arttırdıkça arttıracağız! 80. Onun ahirette sahip olacağını söylediği şeylere biz varis olacağız ve o bize tek başına gelecek. kendileri için kuvvet ve şeref kaynağı olsunlar diye, Allah’tan başka ilâhlar edindiler. 82. Hayır! İlâhları, onların ibadetlerini inkâr edecekler ve kendilerine düşman olacaklar. başına, onları durmadan günaha ve azgınlığa tahrik eden şeytanları gönderdiğimizi görmedin mi? Muhammed! Şu hâlde, onların azaba uğramalarını istemekte acele etme. Biz onlar için ancak takdir ettiğimiz günleri sayıp durmaktayız. 85,86. Allah’a karşı gelmekten sakınanları Rahmân’ın huzurunda bir elçiler heyeti gibi toplayacağımız, suçluları da suya koşan susuz develer gibi cehenneme sevk edeceğimiz günü düşün! katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır. “Rahmân, bir çocuk edindi” dediler. siz çok çirkin bir şey ortaya attınız. 90,91. Rahman’a çocuk isnat etmelerinden dolayı neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp çökecektir! Rahmân’a bir çocuk edinmek yakışmaz. ve yerdeki herkes Rahman’a kul olarak gelecektir. Allah onları ilmiyle kuşatmış ve tek tek saymıştır. 95. Onların her biri kıyamet günü O’na tek başına gelecektir. salih ameller işleyenler için Rahmân, gönüllere bir sevgi koyacaktır. Muhammed! Biz, Allah’a karşı gelmekten sakınanları Kur’an ile müjdeleyesin, inat eden bir topluluğu da uyarasın diye, onu senin dilin ile indirip kolaylaştırdık. onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Onlardan hiçbirini hissediyor yahut onların bir fısıltısını olsun işitiyor musun? Meryem Suresi okunuşu Bismillahirrahmanirrahim 1. Kef ha ya ayn sad 2. Zikru rahmeti rabbike abdehu zekeriyya 3. İz nada rabbehu nidaen hafiyya 4. Kale rabbi innı vehenel azmü minnı veştealer ra’sü şeybev ve lem eküm bi düaike rabbi şekıyya 5. Ve innı hıftül mevaliye miv veraı ve kanetimraetı akıran feheb lı mil ledünke veliyya 6. Yerisüni ve yerisü min ali ya’kube vec’alhü rabbi radıyya 7. Ya zekeriyya inna nübeşşiruke bi ğulaminismühu yahya lem nec’al lehu min kablü semiyya 8. Kale rabbi enna yekunü lı ğulamüv ve kanetimraeti akırav ve kad belağtü minel kiberi ıtiyya 9. Kale kezalik kale rabbüke hüve aleyye heyyinüv ve kad halaktüke min kablü ve lem tekü şey’a 10. Kale rabbic’al lı ayeh kale ayetüke ella tükellimen nase selase leyalin seviyya 11. Fe harace ala kavmihı minel mıhrabi fe evha ileyhim en sebbihu bükratev ve aşiyya 12. Ya yahya huzil kitabe bi kuvveh ve ateynahül hukme abiyya 13. Ve hananem mil ledünna ve zekah ve kane tekıyya 14. Ve berram bi valideyhi ve lem yekün cebbaran asıyya 15. Ve selamün aleyhi yevme vülide ve yevme yemutü ve yevme yüb’asü hayya 16. Vezkür fil kitabi meryem izintebezet min ehliha mekanen şerkıyya 17. Fettehazet min dunihim hıcaben fe erselna ileyha ruhana fe temessele leha beşaren seviyya 18. Kalet innı euzü bir rahmani minke in künte tekıyya 19. Kale innema ene rasulü rabbiki li ehebe leki ğulamen zekiyya 20. Kalet enna yekunü li ğulamüv ve lem yemsesnı beşeruv ve lem ekü beğıyya 21. Kale kezalik kale rabbüki hüve aleyye heyyin ve li nec’alehu ayetel linnasi ve rahmetem minna ve kane emram makdıyya 22. Fe hamelethü fentebezet bihı mekanen kasıyya 23. Fe ecaehel mehadu ila ciz’ın nahleh kaletya leytenı mittü kable haza ve küntü nesyem mensiyya 24. Fe nadaha min tahtiha ella tahzenı kad ceale rabbüki tahteki seriyya 25. Ve hüzzı ileyki bi ciz’ın nahleti tüsakıt aleyki rutaben ceniyya 26. Fe külı veşrabı ve karrı ayna fe imma terayinne minel beşeri ehaden fe kulı innı nezertü lir rahmani savmen fe len ükellimel yevme insiyya 27. Fe etet bihı kavmeha tahmilüh kalu ya meryemü le kad ci’ti şey’en feryya 28. Ya uhte harune ma kane ebukimrae sev’iv ve ma kanet ümmüki beğıyya 29. Fe eşarat ileyhi kalu keyfe nükelimü men kane fil mehdi sabiyya 30. Kale innı abdüllahi ataniyel kitabe ve cealenı nebiyya 31. Ve cealenı mübaraken eyne ma küntü ve evsanı bis salati vez zekati ma dümtü hayya 32. Ve berram bi validetı ve lem yec’alnı cebbaran şekıyya 33. Vesselamü aleyye yevme vülidtü ve yevme emutü ve yevme üb’asü hayya 34. Zalike ıysebnü meryem kavlel hakkıllezı fıhi yemterun 35. Ma kane lillahi ey yettehıze miv veledin sübhaneh iza kada emran fe innema yekulü lehu küm fe yekun 36. Ve innellahe rabbı ve rabbüküm fa’büduh haza sıratum müstekıym 37. Fahtelefel ahzabü mim beynihim fe veylül lillezıne keferu mim meşhedi yevmin azıym 38. Esmı’bihim ve ebsır yevme ye’tunena lakiniz zalimunel yevme fı dalalim mübın 39. Ve enzirhüm yevmel hasrati iz kudıyel emr ve hüm fı ğafletiv ve hüm la yü’minun 40. İnna nahnü nerisül erda ve men aleyha ve ileyna yürceun 41. Vezkür fil kitabi ibrahım innehu kane sıddıkan nebiyya 42. İz kale li ebıhi ya ebeti lime ta’büdü ma la yesmeu ve la yübsıru ve la yuğnı anke şey’a 43. Ya ebeti innı kad caenı minel ılmi ma lem ye’tike fettebı’nı ehdike sıratan seviyya 44. Ya ebeti la ta’büdiş şeytan inneş şeytane kane lir rahmani asıyya 45. Ya ebeti ninı ehafü ey yemesseke azabüm miner rahmani fe tekune liş şeytani veliyya 46. Kale erağıbün ente an alihetı ya ibrahım leil lem tentehi le ercümenneke vehcürnı meliyya 47. Kale selamün aleyk se estağfiru leke rabbı innehu kane bı hafiyya 48. Ve a’tezilüküm ve ma ted’une min dunillahi ve ed’u rabbı asa ella ekune bi düai rabbı şekıyya 49. Felemma’tezelehüm ve ma ya’büdune min dunillahi vehebna lehu ishaka ve ya’kub ve küllen cealna nebiyya 50. Ve vehebna lehüm mir rahmetina ve cealna lehüm lisane sıdkın aliyya 51. Vezkür fil kitabi musa innehu kane muhlesav ve kane rasulen nebiyya 52. Ve nadeynahü min canibit turil eymeni ve karrabnahü neciyya 53. Ve vehebna lehu mir rahmetina ehahü harune nebiyya 54. Vezkür fil kitabi ismaıyle innehu kane sadikal va’di ve kane rasulen nebiyya 55. Ve kane ye’müru ehlehu bis salati vez zekati ve kane ınde rabbihı merdıyya 56. Vezkür fil kitabi idrıse innehu kane sıddıkan nebiyya 57. Ve rafa’nahü mekanen aliyya 58. Ülaikellezıne en’amellahü aleyhim minen nebiyyıne min zürriyyeti ademe ve mimmen hamelna mea nuhıv ve min zürriyyeti ibrahıme ve israıle ve mimmen hedeyna vectebeyna iza tütla aleyhim ayatür rahmani harru süccedev ve bükiyya 59. Fe halefe mim ba’dihim halfün edaus salate yettebeuş şehevati fe sevfe yelkavne ğayya 60. İlla men tabe ve amene ve amile salihan fe ülaike yedhulunel cennete ve la yuzlemune şey’a 61. Cennati adninilletı veader rahmanü ıbadehu bil ğayb innehu kane va’dühu me’tiyya 62. La yesmeune fıha bükratev ve aşiyya 63. Tilkel cennetülletı nurisü min ıbadina men kane tekıyya 64. Ve ma netezzelü illa bi emri rabbik lehu ma beyne eydına ve ma halfena ve ma beyne zalik ve ma kane rabbüke nesiyya 58. Ayet secde ayetidir. 65. Rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma fa’büdhü vastabir li ıbadetih hel ta’lemü lehu semiyya 66. Ve yekulül insanü e iza ma mittü le sevfe uhracü hayya 67. E ve la yezkürul insanü enna halaknahü min kablü ve lem yekü şey’a 68. Fe ve rabbike le nahşürannehüm veş şeyatıyne sümme le nuhdırannehüm havle cehenneme cisiyya 69. Sümme lenenzianne min külli şıatin eyyühüm eşeddü aler rahmani ıtiyya 70. Sümme le nahnü a’lemü billezıne hüm evla biha sıliyya 71. Ve im minküm illa varidüha kane ala kabbike hatmem makdıyya 72. Sümme nüneccillezınet tekav ve nezeruz zalimıne fıha cisiyya 73. Ve iza tütla aleyhim ayatüna beyyinatin kalellezıne keferu lillizıne amenu eyyül ferıkayni hayrum mekamev ve ahsenü nediyya 74. Ve kem ehlekna kablehüm min karnin hüm ahsenü esasev ve ri’ya 75. Kul men kane fid dalaleti felyemdüd lehür rahmanü medda hatta iza raev ma yuadune immel azabe ve immes saah fe seya’lemune men hüve şerrum mekanev ve ad’afü cünda 76. Ve yezıdüllahüllezınehtedev hüda vel bakıyatüs salihatü hayrun ınde rabbike sevabev ve hayrum meradda 77. E fe raeytellezı kefera bi ayatina ve kale leuteyenne malev ve veleda 78. Ettaleal ğaybe emittehaze ınder rahmani ahda 79. Kella senektübü ma yekulü ve nemüddü lehu minel azabi medda 80. Ve nerisühu ma yekulü ve ye’tına ferda 81. Vettehazu min dunillahi alihetel li yekunu lehüm ızza 82. Kella seyekfürune bi ıbadetihim ve yekunune aleyhim dıdda 83. E lem tera enna erselneş şeyatıyne alel kafirıne teüzzühüm ezza 84. Fe la ta’cel aleyhim innema neuddülehüm adda 85. Yevme nahşürul müttekıyne iler rahmani vefda 86. Ve nesukul mücrimıne ila cehenneme virda 87. La yemlikuneş şefaate illa menttehaze ınder rahmani ahda 88. Ve kalittehazer rahmanü veleda 89. Le kad ci’tüm şey’en idda 90. Tekadüs semavatü yetefettarne minhü ve tenşekkul erdu ve tehırrul cibalü hedda 91. En deav lirrahmani veleda 92. Ve ma yembeğıy lir rahmani ey yettehıze veleda 93. İn küllü men fis semavate vel erdı illa atir rahmani abda 94. Le kad ahsahüm ve addehüm adda 95. Ve küllühüm atıhi yevmel kıyameti ferda 96. İnnellezıne amenu ve amilus salihati se yec’alü lehümür rahmanu vüdda 97. Fe innema yessernahü bi lisanike li tübeşşira bihil müttekıyne ve tünzira bihı kavmel lüdda 98. Ve kem ehlekna kablehüm min karn hel tühussü minhüm min ehadin ev temeu lehüm rikza

kef ha ya ayn sad zikru rahmeti